"Yeni endüstri devrimi" olarak da adlandırılan Maker Hareketinin doğuşunun nedenleri olarak teknolojinin ucuzlaması ve internetin yaygınlaşması gösteriliyor. Teknoloji ile "Kendin yap"-kültürünün (DIY: do it yourself) birleşmesinden oluşan bu hareket, kişilerin tüketimden üretime geçmesi, yeni ürünler üretmesi, yaratıcılığını ve inovatif düşüncelerini kullanması, aynı eğilimdeki diğer kişilerle bir araya gelmesi anlamını taşıyor.
Maker Hareketi'nin öncülerinden, Make Magazine'i çıkaran Maker Media'nın CEO'su Dale Doughert göre:"Maker hareketi, öğrencileri eğitimi tüketen kişiler olmaktansa üreten kişiler olmaya davet ederek eğitimde dönüşümü sağlamalıdır. Öğrencilerin yaratıcılığı teşvik edilirse kendi kendilerini yönlendirebilen ve bağımsız öğrenen kişiler olabilirler. Öğrenciler 21. yüzyılda, Steve Jobs gibi değerli bulduğumuz insanlardaki yaratıcılığa ve eleştirel düşünmeye teşvik eden yeni bir tür eğitimin yaratılmasına aktif olarak katılabilirler. Maker ruhunun" temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, yoğun ezber bilgi yerine deneyim vardır. "
"Herkes bir şeyler üretebilir/üretmelidir" felsefesini taşıyan Maker Hareketinde neler mi var?
Arduino, Littlebits benzeri elektronik devreler ve bileşenler sayesinde yaptığınız ve programladığınız interaktif aletler, robotlar, Scratch ile programlayabileceğiniz legolar, 3 boyutlu yazıcılar ile basılan ve üretilen her ürün, süs eşyası, takı, oyuncak, Rassbery Pi ile yaptığınız ve programladığınız küçük bilgisayarlar ve daha neler neler...
Öğrenciler bugünkü dijital topluma hazırlar mı?
Büyük bir hızla ilerleyen dijital teknoloji, günlük hayatımızda, iş hayatımızda ve toplumda büyük değişikliklere yol açıyor. Okullarda ise ne yazık ki çok büyük bir değişim olmuyor.
Uluslararası Bilgisayar ve Enformasyon Okur Yazarlığı Araştırmasına göre (International Computer and Information Literacy Study ICILS 2013) dünyada çok az ülkede öğreciler olması gerekenden çok daha az bilgi sahipler. 8. Sınıf öğrencilerden beklenen bilgisayar okur-yazarlığı, en ileri olan Avustralya, Çek Cumhuriyeti ve Güney Kore'de bile sadece % 40. 60 000 öğrencinin ve 35 000 öğretmenin katıldığı araştırmada Türkiye de var.
Makerspace Öğrenme Laboratuvarı Bu konuda bir çok çalışmanın yanı sıra en göze batanlardan birisi Danimarka'daki Fablab. Öğrenciler bir tür makerspace öğrenme laboratuvarında problemlerin analizini yapıyor ve çözümler üretiyorlar. Eğitim, yaratıcılık ve inovasyon üzerine kuruluyor ve birlikte yeni fikirler ve çözümler yaratmaya ve bunları denemeye, yeni ürünler üretmeye ve bu ürünlerle ve süreç ile ilgili raporlar yazmayı içeriyor. Öğrencilerin, gelecekteki iş ortamlarına hazırlandığı ve ortak çalışmanın temel alındığı ve yanıtı tek ve kesin olamayan problem ve sorulara çözüm arandığı bu makerspace çalışma tarzının öğrencileri tüketici olmaktan fikir ve bilgi paylaşımı yaparak üretici olmaya yönettiği kesin. Amaç öğrencilerin keşfetme, araştırma, işbirliği ve etkileşimle bilgilerini geliştirmek ve toplumu ve dünyayı anlamalarını ve toplumu ve dünyayı daha iyiye doğru değiştirmelerini sağlamak.
ABD'de yaklaşık 8,6 milyon STEM ile ilgili iş alanı vardır ve günümüzde bu sayı her geçen gün artmaktadır. Aslında, son 10 yıldır STEM' in iş alanındaki büyüme hızı diğer alanlara göre üç kat artmıştır. Ancak 2018 yılına kadar 2.4 milyon STEM mesleğini istihdam edilebilecek düzeyde kalifiye eleman bulunamayacağı öngörülmektedir.
Endişe verici bir şekilde, liseyi bitiren öğrencilerin yalnızca yüzde 16'sı STEM konusunda bilgi sahibi ve aynı zamanda bir STEM mesleğine ilgi duyuyor. Böyle düşük bir yüzdeye verilecek doğal cevap, sınıf içindeki STEM eğitim çabalarını iyileştirmeye öncelik vermek olacaktır. Ancak ne yazık ki bunu söylemesi yapmasından daha kolaydır.
ABD'deki ekonomi iklimi, eğitimciler ve yöneticiler arasında kendilerine sunulan paranın nereye harcanacağıyla ilgili hem bütçe kesintileri hem de gittikçe artan görüş ayrılıkları gözlemlenmektedir. STEM eğitimini sınıftaki tüm unsurlarla harmanlamanın ve öğrencilerin ilgilerini genç yaşta uyandırmanın yollarını bulmak için çalışmalıyız.
Haydi, gelecek 5 yıl içinde olacağını öngördüğümüz, öğretmenlerin sağlayabileceği STEM eğitiminin kalitesinde gerçek bir fark yaratabilecek birkaç değişikliği inceleyelim. Bu adımlar izlenirse, daha fazla öğrenciyi geleceğimizi belirleyecek konularla ilgilenmeye/daha çok meşgul olmaya teşvik etmek için çok önemli olduklarını gösterebilirler.
1. Donanımlı öğretmenlerden eğitim almış öğrenciler kodlamada daha yetkin hale gelecektir
Gelişen STEM alanlarındaki kariyer planlamaları için öğrencileri hazır hale getirirken, 20yy ortalarında okuma ve yazma için yaptığımız gibi bu yüzyılda da programlama, bilgisayar bilimi ve kodlamadaki akıcılığı arttırmak zorundayız. Öğrencilerin kalem ve not defterine olduğu gibi teknolojiye de aşina olması gerekmektedir. Bu durum da ancak uygulamalı olarak deneyim kazanmak ile gerçekleşir.
Fakat programlama okuryazarlığı daha önce öğretmenlerin çoğunun eğitiminin bir parçası olmadığı için öğrencilere bunu kazandırmaları zor olacaktır. Okul bölgeleri, özellikle yöneticiler, olabilecek STEM konularında daha önce öğrenme fırsatına sahip olmamış öğretmenleri yetiştirmek için gerekli kaynakları sağlamayı taahhüt etmelidir. Öğretmenlerin kişisel eğitimlerini bu şekilde desteklemek, kodlama ve bilgisayar bilgisini sınıf müfredatına daha da entegre ederek programlama okuryazarlığının geliştirilmesini sağlayacaktır.
2. Eğlence ve eğitim bir noktada birleşecektir
Bugünkü çocuklar bilgisayarlar ve diğer teknolojiler etrafında yetişen "dijital yerliler" dir. Modern teknolojiyi bildikleri göz önüne alındığında, genç öğrencilere STEM derslerinde belirli cihazların, uygulamaların veya donanımların kullanılmasını önerirken, onları meşgul etmeye ve heyecanlandırmaya yönelik 'başaracağı kesin olan (sure-fire)' bir yol olacağını varsaymak güvenli olacaktır. Bununla birlikte, öğretmenler bu aşinalıkların aslında öğrencileri arasında bir ilgisizlik duygusu geliştirdiklerini düşünüyorlar. İronik olarak, STEM derslerini öğrencinin ilgi alanını koruyacak şekilde sunmak gittikçe zorlaşıyor.
STEM derslerine karşı heyecan oluşturmak için öğrencilerin akıllı telefonlar, tabletler, video oyun konsolları ve diğer cihazlar gibi günlük olarak zaten ilgilendiği teknolojilere eğitim değeri kazandırmak önemlidir. Önümüzdeki beş yıl içerisinde, öğrencilerin ilgisini çekecek bir eğlence ve eğitim birleşimi göreceğiz. Örneğin, eğitim içeriğini mobil oyunlara entegre etmek öğrencilerin meşgul olduklarını ve oynadıklarını hissetmelerini sağlayacaktır (aslında öğreniyor olacaklardır). Bu tür bir asimilasyonla, mobil oyun ve kodlama eğitimi birleştirilebilecektir. Ülkemizde yaygın olarak kullanılmaya başlanan VEX Robotics VEXIQ ve VEXEDR robotları tamda istenildiği gibi oyun ve kodlama eğitimini birleştirebilmektedir.
Ancak, bu, öğretmen yetersizliğinin barikat haline geldiği bir başka alandır. Öğretmenler, açıkçası bu yeni araçlara veya üstünde uzmanlaşılmış olunması gereken ders konularına, devamlı bir erişime sahip olmaz ve bunları sınıfta birleştirerek bir bütün oluşturamazlar. Eğer biz STEM bilgisini öğrenme ve geliştirmeleri için çocuklara (eğitim) araçları verilmesini bekliyorsak, aynı zamanda öğretmenlere de daha fazla olmasa da eşit öğrenim kaynağı ve fırsatı vermek zorundayız.
3. Sanat STEM' i STEAM' e dönüştürecektir.
STEAM müfredatını (bilim, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik) yaratmak, önümüzdeki beş yıl içinde öğrenci eğitiminin başarısı için çok önemlidir. STEM' e entegre edildiğinde, sanat ve tasarım, öğrencilere yaratıcı düşünebilme ve karmaşık sorunları çözme konusunda yardımcı olabilecek araçları sağlar. Sayısız araştırmalar, bir çocuğun eğitiminde sanatın ve tasarımın değerini göstermiştir; yaratıcı düşünceyi geliştirme yeteneği nedeniyle, özellikle tiyatrodan organik kimyaya kadar her konuda gereklidir.
Geleneksel STEM eğitimine sanat ve tasarım eğitiminin eklenmesi öğrencileri farklı bir şekilde düşünmeye sevk eder. Bu, çocukların okulda başarılı olmalarına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda, yenilikçiliği destekleyerek, matematik ve fen alanında genişlemiş yaratıcılık için bir temel oluşturur.
Önümüzdeki beş yıl içerisinde, STEM eğitimine daha yaratıcı bir yaklaşım getirmek için çalışmak zorundayız. Bu, teknoloji devriminin takibi sayesinde toplumumuzu şekillendirecek olan gelecek nesil öğrencilerini, gelecekteki mühendislerimize, bilim insanlarımıza ve matematikçilerimize dönüştürmek için önemli ve gereklidir. Ancak bununla aynı derecede önemli olan, öğretmenlere, temel bilgisayar bilimleri ve kodlama eğitimi, STEM ve sanat entegrasyon eğitimi gibi doğru kaynakları sağlamaya ve geleceğin STEM mesleklerine sahip bireyleri yetiştirecek dersleri uygulamaya odaklanmaktır.
Her şey sınıfta başlar.
Mevcut "Teknoloji ve Tasarım" Sınıfımızı 30 öğrencinin aynı anda yararlanabileceği bir maker atölyesine Dönüştürmek İstiyoruz.
Bunun için ;
alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Velilerimiz katkıları ile bu projemizi çok yakın zamanda gerçekleştşrmek istiyoruz.
(Aşağıdaki resimleri temsilidir)
Adres:
Fethiye Mahallesi Ulu Cadde No 7 Nilüfer BURSA
Telefon
0224 243 10 07